Akciğerdeki doku ve hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşan akciğer kanseri, çoğu zaman hiçbir belirti göstermeden ilerliyor. Tüm kanser vakalarının yaklaşık %12-16’sını oluşturan bu hastalık, hem kadınlarda hem de erkeklerde kansere bağlı ölümlerin başında geliyor.
Ancak erken teşhis ile yaşam süresi ve kalitesi artırılabiliyor. Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Çağatay Saim Tezel, akciğer kanserinin nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Akciğer kanseri genellikle belirti vermeden ilerliyor. Bu nedenle hastalık erken evrede fark edilmeden ilerleyebiliyor. Akciğer dokusunda başlayan ve tümör hücrelerinin hızla çoğalmasıyla oluşan kanser, çevre dokulara ve hatta uzak organlara yayılabiliyor. Bu yayılma süreci ise metastaz olarak adlandırılıyor.
Hastalık ilk evrelerinde şu belirtilerle kendini gösterebiliyor:
Akciğer kanseri; primer (birincil) ve sekonder (ikincil) olarak ikiye ayrılıyor. Primer türde kanser doğrudan akciğerlerde başlarken, sekonder türde vücudun başka bir bölgesinden akciğerlere sıçrayan kanser söz konusu. Primer vakalar ise küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan olarak ikiye ayrılıyor. Vakaların yaklaşık %88’i küçük hücreli olmayan grupta yer alıyor.
Akciğer kanserinde erken teşhis için düşük doz bilgisayarlı tomografi (BT) ile yapılan taramalar büyük önem taşıyor. ABD’de 2011’de yapılan bir çalışmada, düşük doz BT ile yapılan taramaların ölüm oranlarını %20 azalttığı ortaya kondu. 2020’de Belçika ve Hollanda’da yapılan bir başka araştırma ise yüksek risk grubundaki erkeklerde ölüm oranını %24 azalttığını gösterdi.
Bu veriler doğrultusunda, özellikle sigara kullananlar ile orta yaş ve üzeri bireylerin düzenli taramalardan geçmeleri öneriliyor.
Tanı sürecinde hastanın tıbbi öyküsü, fizik muayenesi, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme (akciğer grafisi, BT) büyük önem taşıyor. Kesin tanı ise biyopsi ile alınan örneklerin patolojik incelemesi sonucunda konuyor.
Tedavi süreci, kanserin türü, evresi ve hastanın genel sağlık durumuna göre planlanıyor. Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi gibi yöntemler tek başına ya da kombine şekilde uygulanabiliyor.
Erken evrede saptanan akciğer kanseri hastalarında cerrahi en etkili tedavi yöntemi olarak öne çıkıyor. Özellikle robotik cerrahi, minimal invaziv bir yöntemle daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve hızlı iyileşme süreci sağlıyor. Kapalı yöntemle 3-4 cm’lik kesiyle yapılan bu operasyonlarda, tümörlü bölgenin yanı sıra en az 6 lenf bezinin de çıkarılması gerekiyor.