Toplumda sık görülmesine rağmen çoğu zaman dile getirilmeyen erkek sağlığı sorunlarından biri olan sertleşme bozukluğu, özellikle 40 yaş üzeri erkeklerin yaklaşık yüzde 50’sini etkiliyor. Cinsel yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bu rahatsızlık, fiziksel etkilerinin yanı sıra psikolojik ve sosyal sorunlara da yol açabiliyor.
Üroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cem Kezer, sertleşme bozukluğunun teşhis ve tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, “Artık erkekler bu sorunla baş başa kalmak zorunda değil,” diyor.
Tıbbi adıyla erektil disfonksiyon, cinsel ilişki için gerekli olan penil sertliğin sağlanamaması ya da sürdürülememesi durumudur. Yrd. Doç. Dr. Cem Kezer, her erkekte zaman zaman görülebileceğini ancak bu durum sık ve kalıcı hale geldiğinde mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu belirtiler özgüveni zedelerken, çiftler arasındaki iletişimi de olumsuz etkileyebiliyor. Kezer, bu tür şikayetlerin uzun sürmesi halinde mutlaka bir üroloji uzmanına başvurulmasını öneriyor.
Dr. Kezer, “Bu gruptaki bireylerde fiziksel ve psikolojik değerlendirme yaparak kişiye özel bir tedavi planı oluşturuyoruz,” şeklinde konuşuyor.
Tedavi süreci; sağlık öyküsü, fiziksel muayene ve çeşitli testlerle başlıyor. Hormon seviyeleri, kan şekeri, kolesterol ve organ fonksiyonları değerlendiriliyor. Altta yatan nedenin belirlenmesiyle şu yöntemler uygulanıyor:
Son yıllarda öne çıkan tedavi seçeneklerinden biri ESWT (Extracorporeal Shock Wave Therapy). Düşük yoğunluklu şok dalgaları sayesinde peniste yeni damar oluşumu destekleniyor ve kan akışı artırılıyor. Bu yöntem:
Özellikle klasik ilaç tedavilerinden fayda görmeyen hastalar için etkili bir seçenek sunuyor.
Dr. Cem Kezer, “Cinsel sağlık, genel sağlığın bir parçasıdır. Sertleşme bozukluğu kader değil, doğru teşhis ve bilimsel yöntemlerle tedavi edilebilir bir sorundur,” diyerek erkekleri bu konuda bilinçli olmaya ve uzman desteği almaya davet ediyor.