Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Seks bağımlılığı, tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorun

Seks bağımlılığı, tedavi edilmesi gereken ciddi bir sorunSeks bağımlılığı nın da diğer bağımlılıklarda olduğu gibi dopamin nörotransmiteri ile ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, psikolojik travmalar ve çevresel etkenlerle de tetiklenebilen karmaşık bir bağımlılık türü olduğunu söylüyor.

Bağımlı bireylerin zamanla haz alma eşiklerinin yükseldiğini ve farklı dürtülere yönelme ihtiyacı hissettiklerini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Günay Hajiyeva, “Seks bağımlılığı bireylerin sadece cinsel hayatlarını etkilemekle kalmaz, sosyal, fizyolojik, işlevsellik, romantik ilişkiler gibi tüm alanlarına nüfus eder ve o süreçleri de negatif olarak etkiler.” dedi. Yalnızlık, utanç, özgüven kaybı ve depresyon gibi sorunların bu bağımlılığın yaygın sonuçları arasında olduğuna dikkat çeken Hajiyeva, seks bağımlılığının ciddi bir ruhsal rahatsızlık olarak ele alınması ve erken yaşta doğru cinsel eğitimle önleyici adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Psikiyatri Uzmanı Dr. Hajiyeva, seks bağımlılığının biyolojik ve psikolojik nedenleri ile etkileri hakkında açıklamalarda bulundu.

SEKS BAĞIMLILIĞI DA DİĞER BAĞIMLILIKLAR GİBİ…

Seks bağımlılığı hem biyolojik hem de psikolojik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan multifaktöriyel bir süreç. Diğer madde bağımlılıklarında olduğu gibi, seks bağımlılığı da dopamin nörotransmiteri ile ilişkilidir. Birey, dopamin aracılığıyla haz, zevk ve tatmin duygusunu yaşadıktan sonra, her defasında bu tatminin şiddetini ve haz derecesini artırma eğiliminde olur.

Bu durumun biyolojik açıklaması oldukça basit. Dopamin salınımı belli bir süreden sonra tolerans gelişimine neden olur ve dopamin reseptörlerinde ‘down regülasyonu’ gerçekleşir. Yani, aynı cinsel aktiviteler dopamin salınımına yol açsa da, reseptörlerin duyarlılığı azaldığı için kişi eskisi kadar zevk alamaz. Bu da bireyin daha farklı cinsel fanteziler peşinde koşmasına, yeni dürtüler geliştirmesine ve farklı hazlar aramasına neden olur. Aslında bu süreç, diğer bağımlılık türlerinde de gözlenen tipik bir tolerans gelişimini yansıtır.”

Seks bağımlılığı BEYNİN FREN MEKANİZMASI PREFRONTAL KORTEKSİN GELİŞİMİ TAMAMLANDIKÇA DEVREYE GİRER!

Kompulsif cinsel davranışlar gösteren bireylerin EEG’lerinde de belirgin değişiklikler saptanıyor. Burada önemli bir nöroanatomik yapıya değinmek gerekir. Herkes bir arabanın freninin nerede olduğunu bilir, ama kendi vücudumuzun, zihnimizin, ruhumuzun ve beynimizin ‘freni’ nerededir? Bu fren, beynin prefrontal korteksidir.

Prefrontal korteksin, dürtülerimizi, davranışlarımızı ve kompulsif eğilimlerimizi kontrol eden bir bölge. Bu bölgenin gelişimi 20-25 yaşlarına kadar devam eder. Bu nedenle, seks bağımlılığı, riskli cinsel davranışlar ve yoğun cinsel eğilimler özellikle genç yaşlarda daha sık görülür. Ancak zamanla prefrontal korteksin gelişimi tamamlandıkça, bu fren mekanizması devreye girer ve süreç daha kontrol edilebilir hale gelir.

Dolayısıyla, bu bağımlılığın dopamin sistemi ve prefrontal korteks üzerinden işlediğini dikkate alırsak, biyolojik faktörlerin sürecin önemli bir parçası olduğunu söylemek mümkündür. Ancak psikolojik etkenleri de göz ardı etmemek gerekir. Çocuklukta yaşanan travmalar, akran zorbalığı, aile içi baskılar ve istismar gibi faktörler de bu tür patolojilerin gelişmesinde tetikleyici olabilir. Birey, yaşadığı bu duygusal boşluğu doldurmak için ani ve hızlı bir şekilde haz arayışına yönelebilir. Bu da kendini cinsel bağımlılık şeklinde gösterebilir.

YALNIZLIK VE DEPRESİF SÜRECE NEDEN OLABİLİR!

Seks bağımlılığı bireylerin sadece cinsel hayatlarını etkilemekle kalmıyor. Bireylerin sosyal, fizyolojik, işlevsellik, romantik ilişkiler gibi tüm alanlarına nüfus eder ve o süreçleri de negatif olarak etkiliyor.

Bağımlılık, bireylerin sürekli olarak zihinlerinde bastırması gereken bir dürtüyle birlikte ilerlediğini ve sürekli bastırılması gereken bir düşünce olduğu için bireylerin çok fazla kaygılı, endişeli olurlar. Bireylerin çok fazla kaygı ve endişeleri zamanla bireyleri toplumdan uzaklaştırabilir. Sosyal izolasyon ve yalnızlık süreçlerine neden olabilir. Yalnızlık, kendisiyle birlikte bir depresif süreci tetikleyebilir.

Seks bağımlılığı SEKS BAĞIMLILIĞI KİŞİNİN TÜM HAYATINI ETKİLEYEBİLİYOR!

Bu bireylerde utanç duygusuyla birlikte öz saygıda, öz değerde azalma, yetersizlik, değersizlik duyguları da tetikleniyor. Aynı zamanda tabii ki psikolojik faktörler dışında, bireylerin sosyal hayatları da sosyal izolasyonla ve yalnızlıkla birlikte çok fazla etkileniyor. İş hayatlarındaki işlevsellik çok azalıyor çünkü işlerine odaklanamıyorlar. Gerekli sorumlulukları yerine getiremiyorlar ve bu bireylerin işlerinden atılmasına kadar giden bir sürece neden olabiliyor.

Bağımlı kişilerin romantik ilişkileri de olumsuz etkileniyor. Partneri ile arasında sürekli bir güvensizlik, sadakatsizlik süreçleri romantik ilişkileri de kötü etkiliyor. Bu da bireyin yalnızlığına, uzaklaşmasına ve izolasyonuna neden oluyor. Aynı zamanda burada fizyolojik faktörler de var.

Fizyolojik faktörler arasında en fazla örnek verebileceğimiz korunmasız cinsel ilişkiler. Seks bağımlılıklarında çok fazla rastlanıyor ve bu da cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasını artırıyor. Bu yüzden bu süreci bir tek seks bağımlı olarak değil, tüm alanlara nüfuz eden, tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak algılamamız toplum açısından ve bizim açımızdan çok daha faydalı olacaktır.

ÇOCUKLARA SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE CİNSEL BİLGİLENDİRME YAPILMALI!

Seks bağımlılığına yönelik farkındalık oluşturmak için önerilerde bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr. Günay Hajiyeva, sözlerini şöyle tamamladı:

“Okullarda düzgün ve sağlıklı cinsel bilgilendirilmeler yapılabilir. Çünkü şu an sosyal medyayla birlikte çocukların çok fazla uygunsuz, gereksiz materyallere, cinsel uyarılara maruz kaldığını görüyoruz. Çocuklar cinselliği pornografik materyallerden öğrenmeye başladılar, oysaki cinsellik ve gerçek yaşamdaki süreçler daha farklı boyutlarda. Bu yüzden çocuklara sağlıklı bir şekilde cinsel bilgilendirmenin yapılması aslında bu süreçte atabileceğimiz çok önemli adımlardan biri.”