Otizmli çocukların aileleri, çocuklarının ihtiyaçlarını anlamakta ve onlara uygun şekilde bakım vermekte zorlanabiliyor. Uzmanlar, tanı süreciyle birlikte yaşanan belirsizliklerin, anne ve babaların psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, otizm tanısı alan çocukların ailelerinin duygusal yüklerine ve sosyal destek ihtiyacına dikkat çekti.
Dr. Melek Gözde Luş, otizmli çocukların çoğunlukla iletişim kurmakta zorlandığını, tehlikeleri algılayamadığını ve öz bakım becerilerini geç kazandığını belirtti. Bu durumların aileleri yıprattığını ve zamanla yalnızlaştırabildiğini ifade etti.
“Çocuklarına farklı gözle bakılması ve dışlanmaları da aileleri çok üzüyor. Aileler, çocuklarının da diğer çocuklar gibi kabul edilmesini istiyor,” dedi.
Otizm tanısı konulduğunda ailelerin genellikle büyük bir üzüntü yaşadığını dile getiren Luş, zamanla bu duruma alıştıklarını ancak sürecin başında büyük bir kafa karışıklığı yaşadıklarını söyledi.
Bazı aile bireylerinin durumu kabullenmekte zorlandığını, bazılarının ise çocuklarının bakımını üstlenmek için sosyal yaşamdan, iş hayatından veya kişisel zamanlarından vazgeçmek zorunda kaldıklarını belirtti.
Dr. Luş, otizmli bir çocuğun bakımında sosyal destek mekanizmalarının önemine vurgu yaptı. Ebeveynlerin kendilerini yalnız hissetmemelerinin hem çocukların gelişimi hem de aile içi uyum açısından çok değerli olduğunu söyledi.
“Aileler, çocuklarının geleceğiyle ilgili de büyük kaygılar taşıyor. Onlar büyüdüğünde tek başlarına hayatlarını sürdürebilecekler mi? Kendi başlarına yaşayabilecekler mi? Bu sorular, ailelerin en büyük endişesi.”
Dr. Luş, yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşların, sosyal hizmet uzmanlarının ve özel eğitim merkezlerinin daha yaygın hale gelmesi gerektiğini belirtti. Psikiyatrik destek, özel eğitim ve sosyal destek sistemlerinin artırılması, ailelerin yükünü hafifletmek açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.