Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Ankilozan Spondilit sıklıkla bel fıtığı ile karıştırılıyor

Ankilozan Spondilit erken teşhisi, engelliliğin önüne geçiyor. Omurgada kalıcı hasar bırakabilen, kronik, ağrılı ve ilerleyici bir hastalık olan ankilozan spondilit, erken tanı ve düzenli tedavi ile kontrol altına alınabiliyor. Özellikle sabahları bel ve kalçada tutukluk hissediyorsanız, bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmanızda fayda var.

Her yıl Mayıs ayının ilk cumartesi günü “Dünya Ankilozan Spondilit Günü” olarak anılıyor. Bu özel günde Akademik Romatoloji Derneği (ARD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Şahin, hastalıkla ilgili önemli bilgiler paylaştı.Ankilozan Spondilit sıklıkla bel fıtığı ile karıştırılıyor

ANKİLOZAN SPONDİLİT NEDİR?

  • Ankilozan Spondilit Omurga kemiklerinin birbirine kaynamasıyla hareket kabiliyetini kısıtlayan bir romatizmal hastalıktır.
  • Genellikle 15-40 yaş arasında başlar, en sık 20’li yaşların başında görülür.
  • Erkeklerde 2-3 kat daha sık görülür; kadınlarda tanı gecikebilir.
  • Hastalığın oluşumunda genetik yatkınlık (özellikle HLA-B27 geni) önemlidir.

TÜRKİYE’DE GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR

Prof. Dr. Ali Şahin’in verdiği bilgilere göre:

  • Türkiye’de ankilozan spondilit görülme sıklığı %0.1 – %0.3 arasında.
  • İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri en yüksek prevalansa sahip.
  • Güneydoğu Anadolu’da ise daha nadir görülüyor.

BEL FITIĞI İLE KARIŞTIRILIYOR: TANI 5-8 YIL GECİKEBİLİYOR!

Ankilozan spondilit ve belirgin belirtileri bel, sırt ve kuyruk sokumunda sabahları artan ağrı ve tutukluktur, diyen Prof. Dr. Şahin, şunlara dikkat çekti:

Ağrı sabahları uykudan uyandırabilir, gün içinde azalsa da tutukluk hissi sürebilir. Bu belirtiler, mekanik bel ağrısından farklıdır.

Yanlış tanılarla ortopedi, fizik tedavi veya beyin cerrahisine başvuran hastalarda tanı gecikebiliyor.
En az her üç hastadan birine bel fıtığı tanısı konuluyor.

TANI İÇİN NELER GEREKİYOR?

Doğru tanı için romatoloji uzmanına başvurulmalı. Yapılabilecek tetkikler şunlardır:

  • MR ve sakroiliak grafi
  • Sedimantasyon, CRP, HLA-B27
  • Kas enzimleri, vitamin düzeyleri, otoimmün taramalarAnkilozan Spondilit sıklıkla bel fıtığı ile karıştırılıyor

TEDAVİDE YENİ DÖNEM: BİYOLOJİK AJANLAR VE KİŞİYE ÖZEL YAKLAŞIM

Tedavideki gelişmeleri Prof. Dr. Şahin şöyle özetliyor:

“Biyolojik ilaçlar ve küçük moleküllerle hedefe yönelik tedaviler, hastalık kontrolünde büyük ilerleme sağladı.”

Ayrıca hastaların yaşam kalitesini artırmak için ilaç tedavisi yanında şu unsurlar da uygulanmalı:

  • Fizyoterapi ve egzersiz: (postüral, göğüs, aerobik, su egzersizleri)
  • Hasta eğitimi ve psikososyal destek
  • Yaşam tarzı düzenlemeleri: Sigara bırakma, ergonomik yatak, stres yönetimi

EGZERSİZ VE BESLENME HASTALIĞIN GİDİŞATINI ETKİLİYOR

  • Düzenli egzersiz, ağrı ve sertliği azaltır, fonksiyonel kapasiteyi artırır.
  • Anti-inflamatuar beslenme (örneğin Akdeniz diyeti), semptomları hafifletmeye yardımcı olur.
  • Kişiye özel diyet uygulamaları önemlidir.

TAKİP ÖNERİLERİ: HER HASTA KENDİ TAKİBİNİ YAPMALI

  • Yeni tanı konmuş hastalarda 1-3 ayda bir,
  • Durağan dönemlerde 6-12 ayda bir,
  • Biyolojik tedavi görenlerde 3-6 ayda bir kontrole gidilmeli.

Hastalar ayrıca şunlara dikkat etmeli:

  • Sigarayı bırakmalı
  • Egzersiz programlarına düzenli katılmalı
  • Dijital sağlık uygulamalarını takipte kullanmalı

“Erken teşhis ve düzenli tedavi, engelliliği önler. Hastalığını tanıyan ve yöneten hasta, yaşam kalitesini korur.”