Son zamanlarda, Türkiye’deki sağlık turizmi acenteleri, doktorlar ve hastaneler yabancı hasta sayısındaki düşüş nedeniyle paniğe kapılmış durumda. Bu paniğin temelinde yatan sebep ise, artan rekabet ve diğer ülkelerin cazip hale gelen sağlık turizmi paketleri. Bu durum karşısında, birçok işletme fiyat indirimlerine gitmeyi çözüm olarak görüyor. Fakat bu yaklaşımın birçok açıdan yanlış olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle yabancı hastaların neden Türkiye’yi tercih ettiklerine bir bakalım
Fiyat indirimi, kısa vadede yabancı hasta sayısında artış sağlayabilir. Fakat uzun vadede bu durum, sektörün karlılığını düşürerek sürdürülebilirlik sorununa yol açabilir. Bunun yerine, işletmelerin şu adımları atması daha faydalı olacaktır:
Pazarlama ve Tanıtım Faaliyetlerini Arttırmak: Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyeli, yurtdışında yeterince tanınmıyor. Daha fazla yabancı hasta çekmek için, uluslararası fuarlara ve etkinliklere katılmak, dijital pazarlama çalışmaları yapmak ve yabancı dilde içerikler üretmek önemlidir.
Hizmet Kalitesini Daha da Yükseltmek: Yabancı hastaların beklentilerini karşılamak için, sürekli olarak hizmet kalitesini geliştirmek ve yeni teknolojileri takip etmek gerekir.
Özel Paketler ve Hizmetler Sunmak: Yabancı hastalara özel paketler ve hizmetler sunmak, Türkiye’yi diğer ülkelerden ayıran bir unsur olabilir. Örneğin, dil çevirisi hizmeti, konaklama ve transfer gibi ek hizmetleri daha kaliteli sunmak hastaların ilgisini çekebilir.
Uluslararası İşbirlikleri Yapmak: Yabancı hastaneler ve sigorta şirketleri ile işbirlikleri yapmak, Türkiye’deki sağlık turizminin uluslararası alanda daha fazla tanınmasına ve daha fazla yabancı hasta çekilmesine yardımcı olabilir.
Türkiye’deki sağlık turizmi sektörü, büyük bir potansiyele sahip. Bu potansiyeli değerlendirmek için, fiyat indirimi yerine daha yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç var. Sektördeki tüm paydaşlar, birlikte hareket ederek Türkiye’yi uluslararası sağlık turizminin lider ülkelerinden biri haline getirebilir.
Ve işbirliği şart tüm sağlık turizmi paydaşları bir araya gelmeli aracı kurumlar ile doktor ve hastaneler işbirliği içinde rekabet etmeden ortak paydada buluşabilmeli.
Sonuç olarak panik yok elimizde önemli bir koz var; uzman doktorlarımız son teknoloji ile donatılmış hastanelerimiz eğitimli bilgili aracı kurumlarımız güzel ve güvenli bir ülkemiz var… Yeter ki birlikte başarabileceğimiz inancını kaybetmeyelim.
SAĞLIKLI GÜNLER…