Türkiye, sağlık turizminde önemli bir potansiyele sahip. Ancak sektörün büyümesi ve sürdürülebilirliği için bazı sorunların çözülmesi gerekiyor. Hem doktorlar hem hastaneler hem de aracı kuruluşlar farklı zorluklarla karşılaşıyor. Gelin hep birlikte sektörün paydaşlarının ne gibi sorunlar yaşadığına bakalım;
Doktorlar; sağlık turizmi hastalarına ek olarak yerli hastalara da hizmet verdikleri için, doktorları yoğun bir iş yüküne sokuyor.
Tüm doktorların yabancı dil bilmesi zorunlu değil. Bu durum, iletişimde sorunlara yol açabiliyor. Yabancı hasta kendi dilinde tıbbi İngilizce konuşabilen doktor ile daha rahat hissediyor. Tercümanlarının tıbbi İngilizce konusunda yeterli olması bu alanda yetişmiş eleman bulma zorlukları var
Sürekli değişen tıbbi teknolojiler ve yeni tedavi yöntemleri, doktorların kendilerini sürekli güncelleme ihtiyacı duymalarına neden oluyor.
Hastaneler için de durum çok farklı değil. Özellikle büyük şehirlerde çok sayıda özel hastane bulunuyor. Bu durum, rekabeti artırıyor ve fiyatların düşmesine neden olabiliyor.
Yeni teknolojilere ve ekipmanlara yatırım yapmak, hastaneler için önemli bir mali yük oluşturuyor.
Sağlık turizmiyle ilgili düzenlemelerin sürekli değişmesi, hastanelerin işleyişini olumsuz etkiliyor.
Yine yabancı dil ve sağlık turizmi alanında yetişmiş eleman hemşire hasta bakıcı ve hatta kat personelleri bulmak neredeyse imkânsız.
Ve son olarak sektörün en önemli paydaşı aracı kuruluşlara bir göz atalım
Tüm aracı kuruluşlar aynı güvenilirlikte değil. Bu durum, sektörün genel imajını olumsuz etkiliyor.
Aracı kuruluşlar arasında da yoğun bir rekabet yaşanıyor. Bu durum, fiyatların düşmesine ve hizmet kalitesinin düşmesine neden olabiliyor. Maliyeti düşürmek için alanında bilgili tercüman refakatçi çalıştıramıyorlar transferden otele tüm hizmet sürecinde kaliteden ödün verebiliyorlar.
Peki tüm bu sorunlar çözülemez daha iyi hale getirilemez mi?
Doktorların yabancı dil eğitimi ve tıbbi gelişmeleri takip etmeleri için gereken eğitimleri desteklenmeli.
Personellerine sertifikalı sağlık turizmi eğitimleri verilmeli.
Hastaneler için özellikle sağlık turizmi birimleri ortak bir standartta eşit uluslararası kabul edilen bir kalitede olması için desteklenmeli. Sağlık turistine hizmet veren personelin dil ve sağlık turizmi konusunda hizmet içi eğitimleri periyodik hale getirilmelidir.
Bunun yansıra hastanelerin ve doktorların mutlaka sektör profesyonelleri ile aracı kuruluşlar ile sürekli temasta olmaları büyük önem arz etmektedir
Aracı kuruluşların ise faaliyetleri daha sıkı denetlenmeli ve güvenilirlik standartları belirlenmeli.
Sağlık turizmi hizmetlerinin kalitesini artırmak için uluslararası standartlara uygun hizmet verme zorunluluğu getirilmeli.
Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyeli daha etkin bir şekilde tanıtılmalı.
Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında daha güçlü bir iş birliği kurulmalı.
Sağlık turizmi, Türkiye için önemli bir gelir kaynağı olabilir. Ancak bu potansiyeli gerçekleştirebilmek için sektördeki sorunların çözülmesi ve sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması gerekiyor.
Ve sektörün tüm paydaşlarının iş birliği içinde bilgi paylaşımları deneyim aktarımları için düzenli toplantılar ile bir araya gelmesi için çalışmalar yapılmalı.
Yurt dışında Türkiye ve Türkiye’de sağlık turizmi hakkında tanıtımların artması için ortaklıklar kurulup çok daha iyi daha çok hedef kitleye ulaşabilen ortak bir anlatım ile tanıtımlara yer verilmeli.
Sonuç olarak sektörün sürdürülebilirliği için tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması verimliliği artıracaktır
Yadsınamaz bir gerçek Türkiye hem coğrafi konumu ve güzellikleri ile hem gelişmiş teknoloji ile donanımlı hastaneleri hem uzman doktorları ile sağlık turizmi icin en önemli ülkelerden biridir.
Rekabetçi ülkelere göre uzmanlık hijyen güvenlik ve güvenilirlik olarak en önemli ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Tüm bu avantajları iş birliği içinde değerlendirebilmek önemli.
Sağlıkla
