Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Mutasyona Uğrayan H3N2 Virüsü Dünyada Hızla Yayılıyor

H3N2 virüsü, havalar henüz tam olarak soğumadan mutasyona uğrayarak tüm dünyada yayılmaya başladı. Daha hızlı bulaşma özelliğiyle dikkat çeken yeni varyantla ilgili açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Songül Özer, özellikle risk gruplarının korunma önlemlerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.

Mutasyona Uğrayan H3N2 Virüsü Dünyada Hızla YayılıyorH3N2’nin orthomyxoviridae ailesine ve influenza A virüs grubuna ait, yüksek derecede bulaşıcı, daha çok mevsimsel grip olarak bilinen hastalığa neden olan viral alt tip olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özer, “Influenza A virüslerinin bir alt grubu olan H3N2, hem hayvanlarda hem de insanlarda enfeksiyon oluşturma potansiyeline sahiptir. İnfluenza A virüsleri, özellikle hızlı mutasyon yetenekleri ile bilinirler. Bu hızlı genetik değişim, virüsün bağışıklık sistemi tarafından tanınmasını zorlaştırır ve her yıl yeni bir grip salgınının ortaya çıkmasına neden olur” dedi.

Tüm dünyaya yayılabilir

Yeni virüsün de solunum yollarını etkilediğini ifade eden Uzm. Dr. Songül Özer, “Bu virüs de ateş, kas ağrısı, yorgunluk gibi belirtilere yol açar. Sağlıklı bireylerde genellikle bir hafta içinde iyileşme görülse de altta yatan kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, küçük çocuklar ve hamileler gibi yüksek risk gruplarında zatürre (pnömoni) ve diğer ciddi komplikasyonlara ilerleyebilir.

Yeni tespit edilen virüs varyantı, yaz mevsiminde güney yarımkürede, Avustralya’da ortaya çıkmıştı. Sonbahar ve kış aylarında ise, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde de görülmeye başlandı. Şu anda Avrupa’da en sık rastlanan varyant budur. Bu durumun yalnızca Avrupa ile sınırlı kalmayacağı, virüsün tüm dünyaya yayılabileceği öngörülüyor” şeklinde konuştu.

Çocuklarda daha sık görülüyor

Eskiden bu yana bilinen H3N2 ile yeni varyantını karşılaştıran Uzm. Dr. Songül Özer, “Bu yıl karşılaştığımız biraz daha hızlı yayılabilir. Ama yaptığı hastalığın daha ağır olacağına ve bir pandemiye neden olacağına dair bir belirti bulunmamaktadır. Genelde bildirilen vakalar hafif üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyretmektedir. Ancak çocuklarda daha sık görüldüğüne ve kronik hastalığı olan risk gruplarında daha ağır seyredebildiğine ilişkin veriler mevcuttur” ifadelerini kullandı.

Mevcut aşının içinde yeni varyant olmayabilir

Yeni varyantın henüz Türkiye’de görüldüğüne dair bir bilgi bulunulmadığına dikkat çeken Özer, “Ama ülkemize de gelebilir, hafif ve ağır vakalar görülebilir. Önemli olan pandemiye neden olmaması ve genel korunma önlemlerini aldığımızda bulaşmanın engellenmesidir. Mevcut grip aşılarının içinde bu varyant olmayabilir ama mevcut aşılar halen ağır hastalık ve hastaneye yatışa karşı yaklaşık yüzde 70 oranında koruma sağladığını bilinmektedir. Özellikle risk grubundaki kişilerin kendilerini korumaları önem taşımaktadır” dedi.

Korunmada en etkili yol aşılama

H3N2 virüsü enfeksiyonunun, spesifik bir tedaviden ziyade çoğunlukla destekleyici bakım ile iyileştiğini belirten Uzm. Dr. Songül Özer, “Tedavinin temelini; bol sıvı tüketimi, yeterli yatak istirahati ve ateş ile kas ağrısı gibi semptomları hafifletmek için kullanılabilecek reçetesiz ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler oluşturur.

Yüksek risk grubundaki bireylerde veya şiddetli seyreden vakalarda, hastalığın süresini ve şiddetini azaltmak amacıyla doktor tavsiyesiyle antiviral ilaçlar kullanılabilir.

Bu tür ilaçların, belirtilerin başlamasından sonraki ilk 48 saat içinde kullanılması önerilir. Influenza A virüsünden korunmanın en etkili yolu aşılamadır. Virüs sıkça mutasyona uğradığından, aşının her yıl tekrarlanması önerilir. El hijyeni, bulaşmayı önlemede temel bir adımdır. Ellerin sık sık, en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanması önemlidir” diye görüş verdi.

Hasta olanlarla yakın temastan kaçının

Öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnu tek kullanımlık mendille kapatmak gerektiğini kaydeden Uzm. Dr. Özer, “Mendil yoksa avuç içine değil kola öksürmek, damlacıkların yayılmasını önler. Kullanılan mendiller derhal çöpe atılmalıdır. Hasta olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalı ve kalabalık, kapalı ortamlarda özellikle hasta olanların cerrahi maske takmaları gerekmektedir. Hastalık belirtileri gösteren kişilerin okula, işe veya kalabalık yerlere gitmemesi, hastalığı yaymamak adına kritik önem taşır” diye konuştu.