Verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için çerezler kullanırız. Aşağıdaki her onay kategorisi altında tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerini etkinleştirmek için gerekli oldukları için tarayıcınızda saklanır....
Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.
Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.
Teknoloji, yüksek binalarda oturma ve ailelerin çalışma koşulları çocukların oyun şekillerini de değiştirdi. Artık evlerde bilgisayar başında ya da ellerinde tabletlerle oturup saatlerce oyun oynayan çocuklar görüyoruz. Uzmanlar, sokak oyunlarının çocukların kas sistemini geliştirdiği, vücutta biriken enerji boşalımını sağladığını dile getiriyor. Çocuk Gelişimi Uzmanı Elif Konar Özkan, “Sokak oyunları eksikliği, büyük şehir ve kent çocuklarının temel problemlerinden…” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğr. Gör. Elif Konar Özkan, sokak oyunlarının çocukların gelişimine sağladığı katkıları değerlendirdi. Sokak oyunlarının, geleneksel oyunlar diye de isimlendirilen kurallı oyunlardan oluştuğunu ifade eden Özkan, açık hava ve alanda yapılandırılmamış yani serbest oyunlar ya da yarı yapılandırılmış oyunlar da oynanabildiğini anlattı.
Sokak oyunları denince literatürde genellikle geleneksel oyunların akla geldiğini dile getiren Özkan, “Saklambaç, körebe, istop, beştaş, dokuztaş, mendil kapmaca, çukur, çivi, çelik çomak, yağ satarım, sek sek, ip atlama, halat çekme, elim sende gibi sokak oyunları, çoğunlukla evlerin, apartmanların bahçelerinde, boş ve geniş açık alanlarda, çocuk parklarında ve taşıt girmeyen sokaklarda oynandığı için bu şekilde isimlendiriliyor” dedi.
Sokak oyunlarının, daha çok hareketli yönüyle çocukların fiziksel gelişimine katkı sağladığının düşünüldüğünü kaydeden Özkan, “Çocukların kas sistemini geliştirdiği, vücutta biriken enerji boşalımını sağladığı, büyük kas ve küçük kas ya da diğer bir ifadeyle kaba motor ve ince motor faaliyetleri ni desteklediği, denge ve koordinasyon becerileri ni pekiştirdiği için fiziksel gelişime katkıları büyük” şeklinde konuştu.
Sokak oyunlarının çocukların sosyal becerilerine etkilerini de dile getiren Özkan, şöyle devam etti: “Sokak oyunları sadece fiziksel gelişimine katkı sağlamaz elbette, sosyal becerilerin gelişimi, zihinsel gelişim, problem çözme yetenekleri, duygusal gelişim, risk alma ve özgüven gelişimi gibi konularda da olumlu etkileri saymakla bitmez. Çocuğun dünyayı tanımasını ve dünyaya uyum sağlamasını kolaylaştıran yönüyle hem sosyal hem duygusal hem de zihinsel gelişimi destekler. Çocuklar, bu oyunlar aracılığıyla ayırt etmeyi, etkili davranışlarda bulunmayı, çevredeki nesneleri ve doğayı keşfetmeyi, araştırmayı öğreniyor. Kurallı oyun aşamasında çocuklar, iş birliği ve rekabeti, risk almayı öğreniyor, deneyimler ve başarma duygusuyla birlikte özgüven gelişimini pekiştirmiş oluyor.”
Ayrıca kurallı oyunlar sayesinde çocukların, bazı kuralların oy birliğiyle esnetilebileceğini bazı kuralların ise kabullenilerek değiştirilmeden uyulması gerektiğini tecrübe ettiğine değinen Özkan “Bazı kuralların değiştirilmesi veya kurala uymama oyunu bozar. Kimi zaman bulunulan ortamda oynanmak istenen oyunu oynayabilmek için alanı kullanma, malzeme oluşturma, ebeyi seçme, oyun görevlerinin dağılımı gibi konularda farklı düşünme ve problem çözme yeteneklerinin devreye girmesi gerekiyor ve çocuklar bu anlamda deneyim elde ediyor” diye konuştu.
Kurallı oyunların genellikle kazanan ve kaybeden tarafı bulunduğunu ifade eden Özkan, “Dolayısıyla çocuklar hem başarma duygusunu tadarak sevinir, haz alır hem de kaybetme duygusuyla birlikte üzüntüyü, hüznü ve yeniden deneme heyecanını deneyimlemiş olur. Özellikle grup oyunlarında sosyal duygusal gelişimle birlikte dil gelişimi de desteklenmiş olur. Sayışmaca ve oyun tekerlemeleri, oyun kurma, anlaşma, sorun çözme, birlikte karar verme gibi…” dedi. Özkan, oyunun iyileştirici gücü ve terapötik etkisinin de bulunduğunu ifade ederek, “Önleyici rehberlik, koruyucu sağlık ve psikolojik problemlerin çözülmesinde de oyunun olumlu etkisi yadsınamaz.” şeklinde konuştu.
Teknoloji ve dijital oyunların yaygınlaşmasının mutlaka olumsuz etkisi olsa da sokak oyunlarına ilginin azalmasında ve çocukların artık bu oyunları oynayamamasında esas nedenin sokakların oyun oynamaya uygun olmayışı ve sokak yerini alabilecek muadil alanların eksikliği olduğunu anlatan Özkan, şunları dile getirdi: “Bu noktada park ve bahçelerin, oyun alanlarının arttırılması, çocuk dostu ortamların sağlanması, çocukların sokak oyunlarına ilgisini yeniden tazeleyecektir. Çünkü okul bahçelerinde veya atölyelerde, uygun alanlarda sokak oyunları oynandığında çocukların aktif katılım gösterdiğini gözlemliyoruz. Küçük veya taşra şehirlerinde, kasabalarda ve köylerde sokak oyunlarının oynanmaya devam ettiğini biliyoruz. Bu bağlamda aslında sokak oyunları eksikliği büyük şehir ve kent çocuklarının temel problemlerinden. Zira sokak oyunlarının çocuğun tüm gelişim alanlarına olan katkılarından mahrum kalıyorlar.”
Millî Eğitim Bakanlığının okul bahçelerinin ve spor salonlarının çocukların oynaması için kullanılmasını desteklediğini ancak yeterli olmadığını kaydeden Özkan, çocuğun gelişimini önemseyen ve dikkate alan söz sahibi kişilerin ve kurumların bu noktada elini taşın altına koyması ve sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Çocuk dostu ortamların oluşturulması marifetiyle çocuğun en temel haklarından olan oyun hakkını çocuklara teslim edilmeli” dedi.
Ev ya da apartman çocukların oynayabileceği açık hava alanlarından mahrumsa ailelerin çocuk parkları, koru, ormanlık alan, halka açık bahçeleri tercih etmeleri gerektiğini dile getiren Özkan, su, toprak, hava etmenlerinin, insan doğası ve gelişimi açısından önemli olduğunu söyledi. (HABER MERKEZİ)