Verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için çerezler kullanırız. Aşağıdaki her onay kategorisi altında tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerini etkinleştirmek için gerekli oldukları için tarayıcınızda saklanır....
Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.
Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.
Kolon kanserinin erken teşhisle tedavisinin mümkün olduğunu belirten Medical Park Tokat Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Kemal Dursun, “40’lı yaşlardan sonra kolon kanseri sıklığı artmaktadır.
Kadın ve erkekte görülme oranları birbirine yakındır. Kolon kanserinin oluşmasında genetik ve çevresel faktörler etkilidir. Hastalıktan korunmak için posalı yiyeceklerle beslenme tavsiye edilir. Tütsülenmiş gıdalar ve rafine yiyeceklerden kesinlikle uzak kalınmalıdır” dedi.
Medical Park Tokat Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Kemal Dursun 1-31 Mart Kolon Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla kolorektal kanseri (kolon kanseri) hakkında açıklamalarda bulundu.
Kolon kanserinin erken teşhisle tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Dursun, “40’lı yaşlardan sonra sıklığı artmaktadır. Kadın ve erkekte görülme oranları birbirine yakındır. Kolon kanserinin oluşmasında genetik ve çevresel faktörler etkilidir. Posalı yiyeceklerle beslenme tavsiye edilir. Tütsülenmiş gıdalar ve rafine yiyeceklerden kesinlikle uzak kalınmalıdır” diye konuştu.
Kolon kanserinde görülebilecek belirtilere değinen Op. Dr. Dursun, şu bilgileri paylaştı: Kolon kanserinin erken belirtisi yok denilebilir. İlerlemeye başladığında karın ağrısı, karın şişkinliği, kilo kaybı, halsizlik, dışkılama alışkanlığında ve gaita (dışkı) çapında değişiklik olabilir. Gaitada kan görülmesi önemli bir bulgudur.
Bunlardan daha önemlisi toplumsal duyarlılığın artırılması ve tarama çalışmaları yapılmasıdır. Gaitada gizli kan testi yapılmaktadır. Gaitada gizli kan araştırmak için 3 gün beyaz diyet dediğimiz demir içermeyen diyet verilir. Akabinde 2 gün üst üste gaita örneği alınır. Ayrıca hedef kitleler belirleyip tarama amaçlı kolonoskopi imkânlar dâhilinde yapılabilir. Japonya’da bu tür toplum taramaları yapılmaktadır.”
Özellikle yakın akrabalarında kolon kanseri olan bireylerin ailevi kolon kanseri yönünden araştırılması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Dursun, “Anal bölgede hemoroid, fissür gibi rahatsızlığı olanlara mutlaka kolonoskopi yapılmalıdır.
Hiçbir yakınması olmasa bile insanlara yapılacak kolonoskopiyle erken evrede kolon kanseri yakalanabileceği gibi, henüz kanser olmadan mevcut polipler tespit edilir. Bu poliplerin bir kısmı ilerde kansere dönüşmektedir. Dolayısıyla, kolonoskopi kolon kanserini teşhis etmede ve erken teşhiste altın standarttır” Kolonoskopinin de kendine göre komplikasyonları elbette vardır ama oldukça nadirdir” şeklinde konuştu.
Artık günümüzde erken teşhis edilmiş kolon kanserlerinin kolonoskopiyle de çıkarılabildiğini kaydeden Op. Dr. Dursun, “Bu konuda ülkemizde yetişmiş değerli gastroenterologlar vardır. Kolonoskopi ile çıkarılamayanlar için açık cerrahi, laparoskopi ve robotik cerrahi uygulanmaktadır.
Bu teknikler hastaya göre, tümörün durumuna göre belirlenebilir. İlla şu yöntem diye bir şey yoktur. Önemli olan bağırsağın embriyolojik gelişim planı gözetilerek lenf bezleriyle birlikte geride tümör dokusu bırakmayacak şekilde ameliyat edilmesidir” ifadelerini kullandı.
Başarılı bir cerrahi uygulandıktan sonra tümörün patolojik evresine göre kemoterapi ve radyoterapi uygulanabileceğinin altını çizen Op. Dr. Dursun, “Bu şekilde kolon kanserinden tamamen kurtulmak mümkündür. İleri evre kanserler için ise ameliyat öncesi neoadjuan tedavi dediğimiz kemoterapi ve radyoterapi uygulaması ameliyat sonrası için daha olumlu sonuçlar oluşturur.
Karın içine yayılmış kanserler için bile artık tedavi mümkün hale geldi. Sitoredüktif cerrahiyle tümörlü dokular kazınıp devamında karın içine sıcak kemoterapi şeklinde hipek tedavisi yapılarak yaşam kalitesi artırılabiliyor” dedi. (HABER MERKEZİ)