Hamilelik süreci sadece bebeğin değil, annenin de fiziksel ve ruhsal sağlığını yakından etkileyen bir dönem. Bu yolculuğa bilinçli ve sağlıklı bir şekilde başlamak, hem anne hem bebek için olumlu sonuçlar doğurabiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Gizem Akça, gebelik öncesi dönemin önleyici sağlık hizmetleri açısından büyük önem taşıdığını belirterek, bu süreçte yapılacak basit ama etkili adımlar sayesinde gebelik süreci, doğum ve annelik deneyiminin daha sağlıklı bir zeminde ilerleyebileceğini vurguluyor.
Hamilelik öncesi, anne olmaya karar verildiğinde ilk yapılması gereken şey, bir kadın doğum uzmanına başvurmak. Gebelik öncesi yapılan muayenede, jinekolojik sorunlar, miyom, kist, hormonal dengesizlikler, rahim ve yumurtalık sağlığı gibi faktörler detaylı şekilde inceleniyor. Pap-smear ve/veya HPV testleriyle rahim ağzı kanseri taraması yapılıyor. Ayrıca kan ve idrar testleriyle tiroit, bulaşıcı hastalıklar ve enfeksiyonlara dair değerler gözden geçiriliyor.
Dr. Gizem Akça, “Anne adayında gebeliği olumsuz etkileyebilecek hastalıklar erken tespit edildiğinde, bu sorunların önüne geçmek mümkün oluyor” diyor.
Hamilelik sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal değişimlerin yaşandığı bir süreç. Partnerle açık iletişim, sosyal destek ağı, annelik beklentileri ve kaygılar üzerinde düşünmek bu döneme daha sağlıklı bir başlangıç yapılmasını sağlıyor. Psikolojik danışmanlık almak da bu süreçte önemli katkılar sunabiliyor. Ayrıca meditasyon, düzenli egzersiz ve uyku düzeni, stresle başa çıkmada yardımcı oluyor.
Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz doğurganlığı artırırken gebelik komplikasyonlarını da azaltıyor. Dr. Gizem Akça, Akdeniz tipi beslenmenin, yani sağlıklı yağlar, kompleks karbonhidratlar ve protein ağırlıklı bir diyetin önemini vurguluyor. Haftada en az 150 dakika yapılan yürüyüş, yüzme veya yoga gibi egzersizlerin gebelik diyabetini önlemede etkili olduğuna dikkat çekiyor.
Hamilelik öncesinde ideal kiloda olmak anne ve bebek sağlığı açısından büyük önem taşıyor. VKİ’nin 18.5 ile 24.9 arasında olması öneriliyor. Aşırı kilolu olmak gebelik diyabeti ve gebelik zehirlenmesi riskini artırırken, düşük kilolu olmak bebekte gelişim geriliği ve erken doğum gibi sorunlara yol açabiliyor.
Hamilelikte hormonal değişiklikler diş ve diş eti problemlerine neden olabiliyor. Bu dönemde diş enfeksiyonları düşük ve erken doğum riskini artırabileceğinden, gebelik öncesinde ağız sağlığı kontrollerinin yapılması ve gerekirse tedaviye başlanması gerekiyor.
Sigara kullanımı doğurganlığı azaltırken, erken doğum, dış gebelik ve düşük doğum ağırlıklı bebek riski oluşturuyor. Ayrıca sigara, plasenta ile ilgili sorunlara ve bebekte gelişim geriliğine neden olabiliyor. Gebelik öncesinde sigaranın bırakılması, sürece daha sağlıklı bir başlangıç yapılmasına olanak tanıyor.
Diyabet, hipertansiyon, tiroit, epilepsi ve psikiyatrik hastalıklar gibi kronik sağlık sorunları olan kadınların mutlaka ilgili uzmanlarla görüşmesi ve tedavilerinin düzenlenmesi gerekiyor. Kontrolsüz kronik hastalıklar anne ve bebek sağlığını ciddi şekilde etkileyebiliyor.
Kızamıkçık, hepatit B ve suçiçeği gibi enfeksiyonlara karşı bağışıklık kontrolü yapılmalı, eksik aşılar tamamlanmalı. Canlı virüs aşılarından sonra gebeliğin bir ay ertelenmesi gerektiğini belirten Dr. Gizem Akça, HPV aşısı eksik kalan kadınların emzirme döneminde dozları tamamlayabileceğini söylüyor.
Gebelik öncesi dönemde demir, B12 ve D vitamini gibi değerlerin eksikliği tespit edilirse, takviye almak gerekebilir. Bu vitamin ve minerallerin eksikliği anne adayında anemi, kemik erimesi, hormonal problemler ve bebeğin gelişiminde bozulmalara neden olabiliyor.
Hamilelikten 1-3 ay önce başlanması önerilen folik asit desteği, bebekte beyin ve omurilik gelişiminde önemli rol oynuyor. Günlük 400 mikrogram folik asit kullanımı, nöral tüp defekti riskini yüzde 70’e kadar azaltabiliyor.