Güneş camdan usulca süzülürken, Emine Hanım balkonuna çıktı. Elinde limon dilimli bir sürahi su, başında geniş kenarlı şapkasıyla, yaz ritüelini başlatmıştı bile. “Güzel bir yaz günü başlıyor,” diye mırıldandı. Ama bu yaz, diğerlerinden biraz farklı olacaktı. Çünkü geçen yaz sıcaktan bayılıp hastaneye kaldırıldığından beri, “Yaza akıllı giren, yazı sağlıklı çıkarır,” prensibini benimsemişti.
İlk iş, sabah yürüyüşünü aksatmamaya karar vermişti. Ancak güneşle yarışa girmemek adına yürüyüş saatini erkene çekmişti. Parkta yürürken genç bir kızın güneşte yanmış omuzlarını görünce içinden geçirdi: “O koruyucu kremi sürene kadar kızarmış domates gibi olmuş!” Yanından geçerken nazikçe uyardı: “Güneş yakar, sonra yakışmaz!”
Evine döndüğünde buzdolabını açtı. Ne şekerli gazlı içecekler ne de ağır yemekler… Bu yazın menüsü belli: Cacık, karpuz, zeytinyağlılar, bol salata! Hele ki o naneli ayran, hem serinletiyor hem tok tutuyordu. Torunu Zeynep ne zaman “dondurma” dese, onun yerine bir tabak donmuş muzlu yoğurt hazırlayıp “bak bu daha da güzel” diyerek ikna etmeyi başarıyordu.
Ama Emine Hanım sadece yeme-içmeyle sınırlı kalmadı. Su içmeyi de hayatının merkezine aldı. “Bir sürahi sabah, bir sürahi öğle, bir sürahi akşam!” diye gününü üçe bölmüştü. Baş ağrısı mı? Yok. Tansiyon oynamaları mı? Geçti gitti. Vücudu şükreder gibiydi.
Bir gün balkonda otururken komşusu Meryem çıkageldi. “Ben yine bütün gün içerideydim, sersem gibiyim,” dedi. Emine Hanım güldü: “Gelin şöyle bir dilim karpuz, bir de salatalıklı su içelim. Yaz kendini iyi hissedenleri sever.”
O gün Meryem de suyun kıymetini, güneşin ise gölgede izlenmesi gereken bir film olduğunu öğrendi.
Emine Hanım’ın bu yaz felsefesi basitti: Erken kalk, su iç, az ye, çok gül. Tansiyona, yorgunluğa, halsizliğe meydan okumak için ne ilaçlara ne de karmaşık diyetlere gerek vardı. Doğa zaten her şeyi vermişti. Yeter ki biraz dikkat, biraz da niyet olsun.
Ve her sabah olduğu gibi, şapkasını takıp balkonuna oturduğunda içinden hep aynı cümle geçiyordu:
Yaz güneşi ruhumu ısıtsın ama bedenime zarar vermesin.