Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Diyabetli çocuklar raporu 2025: Türkiye’de kritik bulgular

Diyabetli Çocuklar Vakfı (DİYAÇEV), 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında yayımladığı “Diyabetli Çocukların Durumu 2025” raporuyla Türkiye’deki yaklaşık 30.000 tip 1 diyabetli çocuğun sağlık, eğitim ve sosyal yaşamda karşılaştığı sorunlara dikkat çekti. Raporda, çocuk diyabet bakımının yalnızca tıbbi uygulamalarla sınırlı olmadığı; sosyal, psikolojik ve eğitim boyutlarının da ele alınması gerektiği vurgulandı.

Vakıf tarafından hazırlanan rapor, diyabetli çocukların yaşam kalitesini artırmak, tedavi süreçlerinde standart oluşturmak ve ülke genelinde uygulama birliği sağlamak amacıyla oluşturuldu. Çalışmada, uluslararası rehberler ile ISPAD’ın 2022–2024 önerileri referans alındı ve Türkiye’deki klinik deneyimlerle uyumlu güncel bir tedavi çerçevesi hazırlandı.

“Bütüncül diyabet yönetimi” için önemli öneriler

Raporda, tüm çocuk endokrinolojisi merkezlerinde tip 1 diyabetli çocuklar ve ailelerine standart ve yapılandırılmış diyabet eğitimi verilmesi gerektiği belirtildi. Öneriler arasında şunlar öne çıktı:

  • Karbonhidrat sayımı eğitiminin tanı sonrası hemen verilmesi

  • Yemek öncesi insülin uygulamalarında doğru zamanlamaya dikkat edilmesi

  • İnsülin dozlarının sabit skalalar yerine öğündeki karbonhidrat miktarı ve glukoz düzeyine göre ayarlanması

  • Gereksiz ara öğün uygulamalarından kaçınılması

  • Hipoglisemi tedavisinde aşırı karbonhidrat tüketiminin bırakılması

  • Gece yatmadan önce “yüksek glukozla yatırma” alışkanlığından vazgeçilmesi

Uzmanlara göre bu uygulamalar, hem metabolik dengeyi hem de çocukların genel yaşam kalitesini güçlendirecek etkiler sunuyor.

Diyabetli çocuklar raporu 2025: Türkiye’de kritik bulgular“Diyabet teknolojilerine erişim hâlâ sınırlı”

Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, raporun bulgularını şu sözlerle değerlendirdi:
“Rapordaki bulgular, çocuk diyabet bakımında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilse de HbA1c düzeylerinin hâlâ hedeflerin üzerinde olduğunu, ekiplerde diyetisyen eksikliği bulunduğunu ve diyabet teknolojilerine erişimde ekonomik engellerin sürdüğünü göstermektedir. Ailelerin ifadeleri, diyabetli çocukların yalnızca tıbbi değil, psikolojik ve sosyal açıdan da desteğe ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır. Sosyal yaşamda ve okul ortamında bilgi eksikliği, etiketlenme ve dışlanma en sık dile getirilen sorunlardır.”

Prof. Dr. Hatun, sensörlerin geri ödeme kapsamına alınmasının önemli bir gelişme olduğunu ancak insülin pompalarına erişimin hâlâ sınırlı kaldığını aktardı:
“Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, sensörler ve otomatik insülin pompalarının tam olarak geri ödeme kapsamına alınması tüm diyabetli çocukların hakkıdır.”

DİYAÇEV: “Diyabetli çocukların kaderini değiştirmek mümkün”

Raporun en önemli mesajının, Türkiye’deki yaklaşık 30.000 tip 1 diyabetli çocuğun sorunlarının iyi bir planlama ve makul kaynaklarla çözülebileceği olduğunu belirten Hatun, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Bu raporun en önemli amacı, ülkemizdeki 30.000 dolayındaki tip 1 diyabetli çocuğun birçok sorununu iyi bir planlama ve makul miktarda kaynakla çözmenin mümkün olduğunu, yani ulusal düzeyde çabalarla diyabetli çocukların kaderini değiştirebileceğimizi gündeme taşımak ve 14 Kasım 2025 Dünya Diyabet Gününde, diyabetli çocukların sesi olmaktır.”