Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı çocuk evlerinde görev yapan bakım personeli sayısının mevzuatta belirtilen oranların çok altında kaldığı bildirildi. Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN), hazırladığı raporda personel yetersizliğinin hizmette ciddi aksamalar yarattığını, çalışanların fiziksel ve psikolojik olarak yıprandığını ve bu durumun çocukların gelişimini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Türkiye genelinde çocuk evlerinde görev yapan personeller, artan çocuk sayısı ve yetersiz kadro nedeniyle ağır bir iş yüküyle karşı karşıya. Mevzuatta belirlenen standartların çok üzerinde sorumluluk üstlenen çalışanlar, uzun mesailer ve fazla görevlerle tükenme noktasına geliyor. Bu tablo hem çocukların sağlıklı gelişimini hem de kamu hizmetinin verimliliğini olumsuz etkiliyor.
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, yönetmeliklerde açıkça belirtilen kapasite sınırlarına uyulmadığını belirterek, “Her çocuk evinde en fazla 7 ila 10 çocuk bulunması gerekirken, özellikle büyükşehirlerde bir bakım personeline 20-25 çocuğun sorumluluğu verilmektedir. Bu durum mevzuata aykırı olmasının yanı sıra çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit etmektedir.” dedi.
Akarken, çocuk sayısının fazlalığı nedeniyle hem çalışanların tükenmişliğe sürüklendiğini hem de çocukların yeterli ilgi göremediğini belirterek, “Çocuk evlerinde kalan çocuklarımız özel ilgiye ihtiyaç duyan bireylerdir. Ancak mevcut durumda bir bakım personeli onlarca çocukla ilgilenmek zorunda kalıyor. Bu, ne çalışanlar açısından adil bir durumdur ne de çocuklarımız açısından kabul edilebilir.” ifadelerini kullandı.
SAHİM-SEN’in raporuna göre personel eksikliği nedeniyle fazla mesai uygulamaları yaygınlaştı, çalışanların dinlenme hakları ise ihlal ediliyor. Akarken, “Bakım personelleri yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak da tükenmiş durumda. İş yükü altında ezilen çalışanlar, hata yaptığında cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor.” şeklinde konuştu.
Akarken, bakım personellerinin görev tanımlarında belirsizlikler bulunduğunu ve bazı görevlerin keyfi biçimde genişletildiğini belirterek, “Yönetmelikte açıkça belirtilmemesine rağmen bakım personelleri, hasta çocukları hastaneye götürmekle de yükümlü kılınıyor. Bu durum hem iş yükünü artırıyor hem de hizmetin kalitesini düşürüyor.” dedi. Ayrıca 4/A, 4/B, 4/C ve 4/D statülerindeki çalışanların aynı kurumda görev yapmasının hiyerarşiyi bozduğunu da vurguladı.
SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, çocuk evlerinde yaşanan sorunlara kalıcı çözüm bulunması için şu önerileri sıraladı:
Evlerdeki çocuk sayısının mevzuata uygun hale getirilmesi,
Yeterli sayıda bakım personeli istihdam edilmesi,
Hastane refakati görevlerinin sağlık personeline devredilmesi,
Personellere psiko-sosyal destek ve mesleki eğitim verilmesi,
Sosyal çalışmacı, sosyal hizmet uzmanı ve psikolog sayılarının artırılarak kamu hizmetinin daha verimli hale getirilmesi,
Akarken, “Sorunların kökten çözülmesi hem çalışanların hem de çocukların yararınadır. Çocukların üstün yararını korumak, onlara bakan emekçilerin koşullarını iyileştirmekle mümkündür.” ifadelerini kullandı.