Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

Uyku apnesi yaşam kalitesini düşürüp, ölüm riskini artırıyor

Uyku apnesi, çocukluk çağında sık görülen ve çoğu zaman masum bir horlama problemi olarak geçiştirilen ancak tedavi edilmediğinde gelişimden okul başarısına kadar pek çok alanı etkileyebilen ciddi bir sağlık sorunudur.Uyku apnesi yaşam kalitesini düşürüp, ölüm riskini artırıyor

Özellikle geniz eti büyümesi, nefes almayı zorlaştırarak çocuğun ağzı açık uyumasına, uyku kalitesinin bozulmasına ve yüz gelişiminde deformasyonlara yol açabiliyor. Uzmanlar, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle hem solunum fonksiyonlarının hem de yaşam kalitesinin hızlı bir şekilde iyileştirilebileceğine dikkat çekiyor.

Modern çağın salgın hastalığı olarak tanımlanan obezite, günümüzde yalnızca yetişkinleri değil gençleri de etkileyen ciddi bir sağlık sorunu haline geliyor. Bu durum, pek çok hastalığın yanı sıra tıkayıcı uyku apnesinin görülme sıklığını da artırıyor. Uzmanlara göre, bu hastalık yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda ani ölüm riskini de artırabiliyor.

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Emir Tavşanlı, uyku apnesinin temel mekanizmasını şöyle açıklıyor: “Uyku sırasında hava yolunu çevreleyen kasların gevşeyerek solunumu etkileyecek düzeyde daraltması, solunumun gece boyunca onlarca hatta yüzlerce kez kesintiye uğramasına neden olur.” Bu nedenle kişi uyanıkken hiçbir belirti yaşamasa bile, gece boyunca ciddi oksijen kaybı yaşayabiliyor.

Ancak yalnızca kas gevşemesi değil, kilo artışı da hastalığın en önemli tetikleyicileri arasında yer alıyor. Doç. Dr. Tavşanlı, bu durumu şu sözlerle vurguluyor: “Yapılan çalışmalar, kilomuzdaki yüzde 10’luk bir artışın uyku apnesi riskini 6 kat yükselttiğini göstermektedir.” Bununla birlikte, boyun bölgesinin kısa olması ya da anatomik darlık gibi yapısal özellikler de risk faktörü oluşturuyor.Uyku apnesi yaşam kalitesini düşürüp, ölüm riskini artırıyor1

Uyku apnesi tedavi edilmediğinde, diyabet, hipertansiyon, kalp ve beyin damar hastalıkları başta olmak üzere birçok kronik sağlık sorununa zemin hazırlıyor. Tavşanlı, oksijen seviyesindeki dalgalanmaların damar yapısını bozduğunu belirterek, “Bu durum dirençli diyabet ve hipertansiyona yol açabilir. Tedavide geç kalmamak yaşamsal önem taşır” diyor.

Hastalığın tanısı ancak polisomnografi adı verilen gece uykusu takibiyle konuluyor. Bu tetkik ile solunum düzeni, kalp ritmi, beyin aktivitesi ve kas hareketleri izlenerek hastalığın şiddeti belirleniyor. Tedavide ise genellikle hastaya, uyku sırasında kullanılan ve CPAP olarak bilinen basınçlı hava cihazı öneriliyor. Bu cihaz havayolu tıkanıklığını aşmayı ve solunumun kesintisiz devam etmesini amaçlıyor.

Öte yandan tıkayıcı uyku apnesi yalnızca horlama ile sınırlı değil. Doç. Dr. Tavşanlı, hastalığın en önemli belirtilerini şöyle sıralıyor:

  • Gürültülü ve aralıklı horlama

  • Nefes kesilmesinin çevre tarafından fark edilmesi

  • Boğulur gibi uyanma

  • Gece sık tuvalete gitme

  • Ense ve göğüs terlemesi

  • Sabah yorgun uyanma

  • Gün içinde uyku hali ve yorgunluk

  • Sabah baş ağrısı

  • Unutkanlık ve dikkat bozukluğu

Uzman, bu belirtilerden birkaçının görülmesi halinde zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmasını öneriyor. “Kendisinde bu tür şikayetler olan kişilerin, uyku tıbbıyla ilgilenen bir hekimle en kısa sürede görüşmesi faydalı olacaktır” diyerek sözlerini tamamlıyor.