Verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için çerezler kullanırız. Aşağıdaki her onay kategorisi altında tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerini etkinleştirmek için gerekli oldukları için tarayıcınızda saklanır....
Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.
Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.
Çocukluk çağında sıkça görülen ve halk arasında mide üşütmesi olarak bilinen gastroenterit, diğer adıyla bağırsak enfeksiyonu, özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Sami Tufan, bu hastalığın tedavi edilmediği takdirde hızla sıvı kaybına yol açarak hayati tehlike oluşturabileceğini söylüyor.
Su ve gıdalar yoluyla ya da kişiden kişiye kolaylıkla bulaşabilen gastroenterit, hijyen koşullarının yetersiz olduğu toplu yaşam alanlarında hızlı yayılım gösteriyor. Dr. Tufan, “Bu enfeksiyon, dünya genelinde 5 yaş altı çocuklarda hem hastane başvurularının hem de ölümlerin önde gelen nedenleri arasında yer alıyor” diyerek erken müdahalenin önemine dikkat çekiyor.
Çocuklarda bağırsak enfeksiyonlarının başlıca nedeni virüsler oluyor. Özellikle rota virüsü, bebeklik döneminde en yaygın görülen etkenlerden biri. Diğer yaygın virüsler arasında adeno virüs ve noro virüs yer alırken; salmonella, shigella, E. coli gibi bakteriler ve çeşitli parazitler de hastalığa neden olabiliyor.
Bağışıklık sistemlerinin henüz tam gelişmemesi ve dışkı-ağız yoluyla bulaşmaya açık davranışlar sergilemeleri nedeniyle, 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklar en riskli grubu oluşturuyor. Dr. Tufan, “Bu yaş grubunda sıvı kaybı, elektrolit bozuklukları ve beslenme yetersizliği gibi durumlar sık görülür. Ciddi vakalarda yoğun bakım ihtiyacı bile doğabilir” uyarısında bulunuyor.
Bağırsak enfeksiyonları genellikle ani başlayan ishal, kusma ve karın ağrısı ile kendini gösteriyor. Dışkı çoğunlukla sulu ve kötü kokulu oluyor. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise dışkıda kan ya da mukus da gözlenebiliyor. Ağız kuruluğu, gözyaşında azalma, halsizlik ve idrar yapamama gibi belirtiler ciddi sıvı kaybına işaret ediyor.
Dr. Tufan, tedavinin temelinde sıvı ve elektrolit kaybını karşılamanın yer aldığını belirterek, “Hafif vakalarda evde sıvı takviyesi yeterli olabilir. Ancak orta ve ağır durumlarda hastane ortamında damar yoluyla sıvı verilmesi gerekebilir” diyor.
Viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin etkili olmadığını vurgulayan Dr. Tufan, “Bakteriyel nedenli durumlarda ise sadece doktor önerisiyle antibiyotik kullanılmalı. Gereksiz antibiyotik kullanımı çocuklarda direnç gelişimine ve bağırsak florasının bozulmasına neden olur” açıklamasını yapıyor.
Sıvı alabilen çocuklara su, ayran, çorba ve taze meyve suları gibi içeceklerin verilmesi gerekiyor. İştahı olan çocukların beslenmelerine ara verilmemeli. Pirinç lapası, muz, yoğurt, patates püresi gibi yağsız ve posalı gıdalar önerilirken; şekerli, yağlı ve süt içeren gıdalardan uzak durulmalı. Emzirilen bebeklerde ise anne sütüne mutlaka devam edilmesi gerekiyor.
Bağırsak enfeksiyonlarından korunmada rota virüsü aşısı büyük önem taşıyor. Dr. Tufan, bu aşının rutin aşı programına dahil edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları ekliyor: “Ayrıca el hijyenine dikkat etmek, güvenilir içme suyu kullanmak, yiyecekleri iyi pişirip doğru saklamak gibi önlemler alınmalıdır.”