Verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için çerezler kullanırız. Aşağıdaki her onay kategorisi altında tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerini etkinleştirmek için gerekli oldukları için tarayıcınızda saklanır....
Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.
Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.
Çağımızın en önemli sağlık problemlerine neden olabilen obezite, düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşam, böbrek taşı riski ni de artırıyor. Geçmiş dönemlerde erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazla görülen böbrek taşları, günümüzde kadınlar ve çocuklarda da sık görülmeye başladı.
Hiçbir belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyebilen böbrek taşı çoğu zaman hastaların başka bir şikayet için gittikleri doktor kontrollerinde ortaya çıkıyor. Toplumda her 10 kişiden birinin hayatının bir döneminde karşılaştığı böbrek taşı sorunu; yeterli su tüketimi, dengeli beslenme, hareketli yaşam ve ideal kiloya dikkat edilmesi ile kontrol altına alınabiliyor. Doç. Dr. Mehmet Yılmaz Salman, böbrek taşlarının nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Tüm dünya nüfusunun %15’inden fazlasında görülen böbrek taşı, coğrafi faktörler ve yaşam koşulları nedeniyle ülkemizde de bu oranlarda görülmektedir. Böbrek taşının en önemli sebepleri şunlardır;
Böbrek taşı denilince çoğu kişinin akla aniden başlayan dayanılmaz bel ağrıları gelir. Ancak böbrek taşları kendini belli etmeden, hiçbir belirti vermeden böbrek içerisinde senelerce saklı kalabilmektedir. Hiçbir ağrı şikayeti olmayan hastalar, çoğu zaman farklı bir hastalık nedeniyle doktora başvurduğunda çekilen ultrason ya da tomografide böbrek taşı hastası olduğunu öğrenmektedir.
Hastalarda dayanılmaz ağrılara neden olan taşın kendisi değil, idrar kanalındaki idrar akışını engellenmesidir. Böbrek taşı ilk olarak kristal şeklinde (halk arasında kum olarak isimlendirilir) oluşur. Sağlıklı bir böbrekte ve günlük yeterli miktarda su tüketen kişilerde bu kristaller idrar ile atılarak birikim yapmazlar.
Fakat kişinin böbrek yapısı idrar akışını yavaşlatacak şekilde ise ya da yeterli akım oluşacak kadar sıvı tüketimi yoksa bu kristaller böbrekte birikerek ve birleşerek taşa dönüşebilmektedir. İdrar akışını engelleyecek boyuta geldikten sonra hastanın yaşam konforunu olumsuz etkileyen böbrek taşları kendilerini bu belirtilerle gösterir;
Bu belirtiler, taşın idrar yollarında tıkanıklığa neden olması veya enfeksiyon gelişmesi durumunda daha belirgin hale gelebilir. Bu taşların oluşma sebeplerinin belirlenmesi tedavi başarısı açısından çok önemlidir.
2 cm’den küçük boyutlardaki böbrek taşları, vücut dışı şok dalga tedavisi (ESWL) ya da idrar kanalından girilerek böbreğin içine kıvrımlı aletlerle ulaşılan ve taşın lazer ile kırılıp toz haline getirildiği Retrograd intrarenal cerrahi (fleksible üreteroskopi) yöntemi ile tedavi edilmektedir. 2 cm’den büyük taşlarda ise bel bölgesinden açılan 1 cm’lik kesi ile böbreğin içine girilerek taşların kırılması ile böbrekten temizlenebilmektedir.
Tekrarlayan böbrek taşlarında tedavi sonrasında taşların oluşma nedenleri belirlenerek hastaya özel tedavi programları uygulanır. Doktor kontrolünde uygulanan bu tedaviler dışında hastanın kilo kontrolü, dengeli beslenmesi, fiziksel aktivite durumu, yeterli su alımı, önerilen miktarda tuz ve şeker tüketmesi önemlidir.