Verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için çerezler kullanırız. Aşağıdaki her onay kategorisi altında tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerini etkinleştirmek için gerekli oldukları için tarayıcınızda saklanır....
Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.
Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Advertisement cookies are used to provide visitors with customized advertisements based on the pages you visited previously and to analyze the effectiveness of the ad campaigns.
Hemoroidin nasıl oluştuğundan bahseden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Kemal Dursun, “Hemoroid oluşum nedeni belli olmamakla birlikte yanlış tuvalet alışkanlığı, ishal ve kabızlık durumları, aşırı acı ve baharat kullanımı, alkol tüketimi, ayakta uzun süre durmak gerektiren meslekler, uzun yol şoförleri gibi insanlarda daha sık görülmektedir. Gebelikte de sık görülür” dedi.
Medical Park Tokat Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Kemal Dursun hemoroid (basur) hakkında açıklamalarda bulundu. Hemoridin tanımını ve nasıl ortaya çıktığına değinen Op. Dr. Dursun, “Kalın bağırsağın son kısmı olan anüs bölgesinde genişlemiş damarlar ve üzerindeki mukozanın oluşturduğu küçük yastık pakeleri vardır.
Bu normal anatomik yapılar sağlıklı insanlarda anüsün daha sıkı kapanmasını sağlayarak gaz ve sıvı kaçışını önlerler. Normalde üç adet olan bu pakelerin büyümesi, kanaması içinde pıhtı olması veya ağrı yapması gibi durumlar olduğunda hemoroid adını almaktadır” diye konuştu.
Hemeroidin nasıl oluştuğunu anlatan Op. Dr. Dursun, şu bilgileri paylaştı: “Hemoroid oluşum nedeni belli olmamakla birlikte yanlış tuvalet alışkanlığı, ishal ve kabızlık durumları, aşırı acı baharat kullanımı, alkol tüketimi, ayakta uzun süre durmak gerektiren meslekler, uzun yol şoförleri gibi insanlarda daha sık görülmektedir. Gebelikte de sık görülür.”
Hemeroidlerin iki tip olduğunu söyleyen Op. Dr. Dursun, “Anal kanalın içinde bağırsak mukozası ile anüs derisinin birleştiği linea dentata denilen bir hat vardır. Bu hattın içeri kısmında olursa iç hemeroid, dış kısmında olursa dış hemeroid adını alır. İç hemeroidler şişlik, kanama gibi şikâyetler yapar. Dış hemeroidler iseiçinde pıhtı olduğunda semptom yapar, bunun dışında sorun oluşturmazlar” dedi.
İç hemeroidlerin 4 kademede görüldüğünü dile getiren Op. Dr. Dursun, şunları söyledi: “Birinci kademe sadece kanama ile kendini gösterir. İkinci kademe kanama olsun olmasın ıkınmakla anüsten dışarı meme çıkar kendiliğinden içeri girer. Üçüncü kadamede meme dışarı çıkar kendiliğinden içeri girmez ancak parmak yardımıyla girer.
Dördüncü kademede ise memeler sürekli dışardadır içeri itilemezler. Anal fissür, fistül ve abseler hemoroidle karıştırılmamalıdır. Semptomları yanıltıcı olabilir. Ayrıca polip, condylom, kanser, ıslak makat, anismus, levator ani sendromu gibi durumlarla karıştırılabilir.”
Hemoroid olunduğunda mutlaka anal muayene yapılması gerektiğini ve görüntüleme olmadan ilaca başlanmamasına dikkat çeken Op. Dr. Dursun, “Muayenede hemeroid tespit edildikten sonra arka planda inflamatuar bir bağırsak hastalığı veya kanser bulunmadığını anlamak için rektosigmoidoskopi veya kolonoskopi yapılması gerekir. Ayrıca altta bir kronik karaciğer hastalığı ya da kan hastalığı olabileceği akılda tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tedavi yollarından bahseden Op. Dr. Dursun, “Birinci derecede pek tedavi gerektirmez. Yaşam tarzı, tuvalet alışkanlığı ve beslenme önerileri yeterli olur. İkinci derecede ilaç tedavisi ve bir önceki öneriler uygulanır.
Üçüncü ve dördüncü derecede ise hemoroidektomi, band ligasyon, lazer, krioterapi, infraruj tedavisi, stapler hemoroidektomi, hemeroid arter ligasyon ve hemoroidopeksi yöntemlerinden herhangi biri kişiye özel seçilmek suretiyle uygulanır. Her bir yöntemin kendine has artı ve eksi yönleri vardır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı. (HABER MERKEZİ)